18 Nisan 2009 Cumartesi

FISTFUL of DYNAMITE - Bir Zamanlar Devrim


A FISTFUL OF DYNAMITE

"Devrim, bir akşam yemeği değildir.
Devrim, bir edebi eser değildir.
Devrim, incelikle yapılmış bir nakış değildir.
Devrim, bir şiddet eylemidir."
Mao Tse Tung

Gayrı meşru altı çocuğu, dedesi ve büyük babasıyla soygunculuk yapan Juan Miranda(Rod Steiger), asilzade taşıyan posta arabası işinin ardından tuhaf bir yabancıyla tanışır. Motorsiklet kullanan, her türlü sorunu patlayıcı kullanarak halleden ve ilginç bir İngilizce aksanı olan bu adamın ismi John'dur(James Coburn).

John'un eşyaları arasında ki gazete küpürlerinden IRA için çalışan bir patlayıcı uzmanı olduğunu ve ana vatanında devrim hızını alamayarak Meksikaya göç ettiğini öğrenen Juan hayatı boyunca eline bir kez geçebilecek bir fırsatın bu adamla ayağına geldiğine inanmaktadır.


Juan, John'u tüm gücüyle Mesa Verde Bankasını soymaları için kendisine yardım etmeye zorlar. Ufak işleri bırakarak Amerika'ya gitmeleri ve orada hayallerini gerçeğe dönüştürmek için önlerinde ki tek adım budur.

Mesa Verde'yi her tarafı askerlerle kuşatılmış şekilde bulan ekip, bankaya girdiklerinde ilginç bir sahneyle karşılaşır. Para ile dolu olduğunu düşündükleri dehlizler Meksikalı Asilerin Liderleriyle doludur ve operasyonun sonunda Juan ünü Pancho Villa'ya kadar yayılan bir kahraman olur.

Zengin ve sorunsuz bir hayat isteyen basit bir Meksikalı hırsız olan Juan Miranda'nın hayalleri devrim günlerinin ateşine doğru ilerlemeye başlar...


GIU LA TESTA - DUCK YOU SUCKER

Spaghetti Westernlerin önemli bir gişe kuralı yabancı yıldız oyuncuya yer vermektir. James Coburn'un mükemmel John performansı ile Rod Steiger'in Juan Miranda'sında ki eşitliğin izleyici gözünde ilk çeyrekte kabul edilebilir olamadığını söylemek mümkün. Leone'nin en sevimli Meksikalısı ve lokomotif karakterlerinden Tuco'sunun efsane aktörü Eli Wallach'ın Juan Miranda için biçilmiş kaftan olduğunu düşünürdüm.

Tarihin ve hayatın kendisi gibi sinema dünyasının da tesadüflerinin kimi zaman olumlu kimi zaman ise facia olarak nitelendirilebilecek seçimlere şahit olduğunu göz önünde bulundurmak gerek. Seyirciler kadar yapım ekibinin de öncelikli olarak düşündüğü Eli Wallach o sırada başka bir projede yer alması sebebiyle filme katılamaz. Leone ise bu konuda oldukça ısrarlıdır ve Wallach'ın oynamasını istemektedir ancak başrolün James Coburn'e gitmesiyle beraber yapımcı ekibin kesinlikle Coburn'un şöhretine yakın bir isim olarak Rod Steiger konusunda uyguladığı baskıyla konu kapanır.


Sergio Leone'nin Bir Zamanlar Batı'da izleyiciyi ters köşeye yatırarak hayatının ilk kötü adam rolünü oynattığı Henry Fonda'dan bu filmden rol teklifi aldığını ve yönetmen hakkında bilgi isteyen James Coburn, Fonda'nın "Hiç düşünmeden git, hayatımda çalıştığım en iyi yönetmen o" sözüyle projede yer almaya karar verir.

Öncelikle Sergio Donati'nin hikayesini filme almak isteyen EIA films United Artists ile anlaşma sağlayarak filmi çekebilecek bir yönetmen arayışına girişilir. Sam Peckinpah ta bu yönetmenlerden birisidir ancak yönetmenlik konu hakkında öncelikle gönüllü davranmamış Sergio Leone'ye kalır. Bu noktada senaryoyu kendi kafasındaki hikayeyle yeniden düzenleyen yönetmen, hikayenin kendi filmi olarak anılabilmesini sağlayacak bir hale getirir. Öyle ki bu hikayenin Leone'nin ikinci üçlemesinin bir parçası oluşu da bu değişimlerin ardına denk gelir;


Bir Zamanlar Üçlemesi:

Sergio Leone'nin sabun köpüğü olarak nitelendirdiği Dolar Üçlemesinin ardından sinema tarihinde ki çizgisini pekiştirdiği Bir Zamanlar üçlemesiyle kendisinden sonra yolunu izleyen takipçilerine en güzel mirası bıraktığı şüphesiz;

Bir Şiddet Operası olan Bir Zamanlar Batı ile başlayan bu yeni serüvenin ikinci bölümü bu üçlemenin önemli bir özelliği olan zaman kronolojisine de sadık kalarak Meksika Devrimini esas almaktadır. Bir Zamanlar Batıyla sanayi devriminin ve sömürgeci kapitalist düzenin kendi kurallarını yaratmaya başladığı yeni dünyaya ışık tutan ilk bölümün ardından , halk devrimi ve feodal düzen arasında ki hesaplaşmayı inceleyen Bir Zamanlar Devrim'e geçilir.

Blog yapımız gereğince bir spaghetti western olarak ele alamayacağımız ama Sinematik Mafia'nın çizgisiyle birebir örtüşen üçlemenin son bölümü Bir Zamanlar Amerika ise Leone usulü spaghetti temalarının yakın modern zamana adaptasyonu olarak düşünülebilir.


Bir Zamanlar Devrim, dağıtım hakları ve yapımcı firma değişiklikleri sebebiyle Sergio Leone sinemasının en gölgede kalmış filmidir. Bununla beraber her Spaghetti Western'de bulunan, filmin İtalyan ve dünya pazarında gösterimleri için belirlenmiş çift isimlilik konusunun bu filmde dört isme kadar yayılışı söz konusudur. Dolar üçlemesini çağrıştıran Bir Avuç Dinamit( Fistful Of Dollars), Bir Zamanlar üçlemesinin bir parçası olan Once Upon A Time in Revolution, filmin orjinal İtalyanca ismi (filmin müzik albümüde bu isimle basılmıştır) Giu La Testa(Başını Eğ*) ve bu isimden üretilen argo Amerikan Duck You Sucker(Eğil Sersem)'dir.

Ennio Morricone'nin Bir Zamanlar üçlemesiyle başladığı karakter uyumlu müzik çalışması duygusal temalarla süslenmiş bir bütüne yol alır. Belki de bu melodiler olmasa John'un IRA için en yakın arkadaşının ihanetini ölümle cezalandırdığı sevgi, hayat ve ihanet üçlüsünün tasviri bu kadar güçlü olamazdı.

Filmin müziklerinden örnekler dinlemek için buraya tıklayınız.


Leone ve Devrim:

Spaghettilerin Avrupalı köklerine sadık kalarak dünyaya ve zamanında ki gelişmelere yeni dünyaya kıyasla daha hümanist bir tavır sergilemektedirler. Sovyet Tanklarının harekete geçtiği, Avrupanın ikiye bölündüğü, soğuk savaş, 68 olaylarıyla terörizmin etkisini tümüyle hissettireceği 1970'lere geçişin ara döneminde gerçekleştirilmiş bu filmin günümüze yaptığı göndermelerde kuşkusuz Spaghettilerin zirvesinde ki yönetmen olarak daha duygusaldır.

Rod Steiger ve ailesinin düzenlediği ilk soygunda saldırdıkları posta arabasının seçkin yolcularıyla ırkçılık, Mesa Verde'de ki banka operasyonunda terör yaratmak, kahraman olmak ve kullanılmanın çok kolay ve kısa sürede gerçekleştirilebilecek kadar ucuz olması, askerler cephesinde sadist albay Gunther karakteriyle militarizmin kural tanımaz biat ve temizleme kültürü eleştirilmektedir.

Kimi zaman Meksikalı cahil ve basit bir soyguncunun ağzından dökülen kelimelere kimi zaman ise Leone'nin sınır tanımayan şiddetini dahi zorlayan hazımsız sahnelere gizlenen mesajlarla 70'lerden günümüze bazı çizgilerin hala değişemediği dünyamıza göndermeler yapılmaktadır. Özellikle hendeklere atılarak topluca katledilen Meksikalı siviller ve köprü sabotajının ardından askerlerin asilerin mağarasına düzenledikleri operasyonun sonucu savaşın acımasızlığı üzerine birer mısra gibi kazınmaktadır.


Spaghetti Westernlerin önemli bir motifi olan Meksika Devrimi temasını en başarılı şekilde işleyen A Bullet For General ve Fistful of Dynamite analizimi, yorumunu şahsi görüşlerinize bırakarak Rod Steiger ve James Coburn arasında ki devrim sohbetini noktalayan cümleyle sona erdiriyorum;

"Devrim mi? Okuyan bir kaç kişi cilalı masalarda birşeylere karar veriyor, ardından okumamış cahil köylülere bir yerlere gidip birilerini öldürmeleri ve onlar için savaşmalarını istiyorlar. Cahiller her zaman ölüyor, okumuşlar ise aynı masada oturmaya devam ediyor"

Yazan: Gökay GELGEC - Yojimbooo
* Birebir çeviri için Utku ve Enrica'ya teşekkürler.



6 yorum:

videodreamproject dedi ki...

Hayat ve ihanet uclusunun kizil rengi...
fonda Ennio Morricone'nin saheser tinilari esliginde sevgili Gokay'n siirsel anlatimi...

"spor yapmak demek duygusallığımızı yok etmek anlamına gelmiyor..."

cumlesiyle konulan son nokta.

Sergiodur babadır,Gokaydir yazarrr!!

saygilar,

bendeniz duygusal criminal :)

Unknown dedi ki...

Filmin tarihine baktığımızda 1971. Eli Wallach'ın o sırada oynadığı spaghetti western'e bakarsak ''¡Viva la muerte... tua!'' Franco Nero ile oynamış. Filmi izlemedim ama eminim ki Spaghetti Westernler arasında bir yer edinmiştir . Büyük olasılıkla bu film yüzünden Giu La Testa'da oynamamıştır.Buradan sonuçla en büyük üzüntüm; Eli Wallach'ın mitralyozu kullanırken suratında oluşan o iki kat pis sırışıtı görememektir .( Gökay'ın da ortaya koyduğu Bir spaghetti western
kanunu olarak: '' Eğer bir Meksikalı bir mitralyoz kullanıyorsa yüzündeki o pis sırıtışı iki ile çarpmak gerekir.)
Sayın Yojimbooo arayı fazla uzatmayın.Yeni incelemeler bekliyoruz.

YOJIMBOOO dedi ki...

Dikkatli takipçileri görmek ne güzel :)

Mafia ve Sinematigede bekleriz.

Teşekkürler;

Adsız dedi ki...

Eli Wallach "iyi kötü çirkin" setinde Leone ile tartışmıştır. Soda şişesi yerine asit dolu şişeyi kazayla içtiğinden set güvenliği konusunda Leone'yi suçlamıştır. Bu bakımdan araları bozulmuştur. Ancak Rod Steiger'i ona öneren Wallach'dır.

Adsız dedi ki...

bu blog öldü sanırım. başımız sağolsun. oysa daha çok incelenecek italyan westerni vardı.

YOJIMBOOO dedi ki...

merak etmeyin, hala hayattayız :)
hayat ve vakit elverdigi surece incelemelerimize devam edecegiz.