16 Kasım 2010 Salı

FISTFUL OF DOLLARS : Bir Devrin Başlangıcı


PER UN PUGNO DI DOLLARI
"Colt taşıyan bir adam Winchester taşıyan bir adamla karşılaştığında...
Colt taşıyan adam, ölü bir adamdır ...
"
"Ramon" Gian Maria Volonte

Baxter ve Rojo ailelerinin iktidar savaşı altında ezilen sefil bir kasabaya gelen bir yabancı (Clint Eastwood) böyle gelecek vaad eden (?) bir çöplükte eli çabuk ve zeki bir silahşör olarak kısa sürede büyük bir vurgun yapmayı planlar.


Amerikan geleneğine bağlı olarak Meksikalı rakiplerine kıyasla daha az vahşi olan Baxterler'in 4 adamı silahşörümüze kolay bir lokma, kasabanın cenaze levazımatcısına yağlı birer müşteri olarak yabancının Rojoların hizmetine girmesine katkıda bulunur. Ailenin reisi Don Miguel Rojo'nun (Antonio Prieto) ailenin en vahşi üyesi Ramon'un (Gian Maria Volonte) gelişine kadar arka planda tuttuğu yabancının boş durmaya niyeti yoktur.



Rio Grande kıyısında yorucu bir posta arabası yolculuğu ( silah ve altın pazarlığı için buluşan Amerikan ve Meksika askerlerinin temizliği amaçlı ) sonrasında kasabaya dönen Ramon'un yabancıya göreceli sıcak karşılaması takip eden günlerde iki güçlü adamın karşıt kutuplarda karşı karşıya gelişinin ilk tohumlarını filizler ...


Aralarında Ramon'un kapatması Marisol'un (Marianne Koch) kurtarılışını da Fidye, şantaj, adam kaçırma ve bir dolu şiddet olayının ardından yabancının zaten birbiriyle kıyasıya çekişme içerisinde ki iki ailenin boşluklarından faydalanan bir sahtekar olduğunu anlayan Ramon için işkence ve katliam seramonileri başlar ...


Katliamlardan kıl payı kurtulan yabancı, taş ocaklarında yeniden hayata tutunmaya çalışırken, büyük kötüyle son karşılaşma için kendini hazırlar ...


Bir Avuç Spaghetti:

Bir Avuç Dolar, dünyanın hangi ülkesinde ele alınıyor olursa olsun Yeni başlayanlar için Spaghetti Western konulu bir çalışmanın ilk satırını oluşturacaktır. Böyle bir yazıya başlamadan önce bizleri yeni takip etmeye başlamış olan spaghetti severlerin, 2007'de hazırladığım Vahşi Doğu'yu okumalarını öneriyorum ;


http://sinematik-spaghetti.blogspot.com/2007/08/vahsi-dogu.html

Vahşi Doğu'da Fistful of Dollars üzerine değindiğim öğelere yeniden dönmemeye özen göstererek (ve Leone - Kurosawa çekişmelerini bir tarafa bırakarak) filmin Japon kaynaklarından ziyade dünya sinemasına katkıları konusuna eğilmek istiyorum;

Akira Kurosawa ve kılıcıyla şiir yazan efsanevi aktör Toshiro Mifune'nin Yojimbosu'nun 1963 noelinde ki İtalya gösterimi oldukça renkli bir izleyici kitlesine ev sahipliği yapıyordu. Sergio Leone, Sergio Corbucci ve ilerleyen yıllarda Spaghetti Westernlere emekleriyle isimleri duyulacak pek çok önemli kişi filmin gösterimi için biraraya gelmişti. Bu grubu buluşturan ortak nokta, Leone'ye uçurulan "bu filmi mutlaka izlemelisin" haberiydi. Nitekim Leone sinemadan çıkar çıkmaz aklına filmin westernleştirilmiş bir versiyonunu çekmeyi kafasına koymuştu bile...



Leone'nin 200.000 $ gibi bir bütçeye malolan ve o zamana kadar westernlerde yapılmayanın kalmadığına dair yaygın inanışı yıkan filmi sadece Amerikan pazarında yaklaşık 11.000.000 $'lık bir gişe başarısına imza atmıştı. Filmin İspanya, Almanya, İtalya gibi diğer önemli ülkelerde de büyük bir başarıya sahip olması, hem yönetmenin daha ilerici bir kariyere devam etmesini hem de bizler gibi dünyanın nerdeyse bütün kıtalarında faaliyet gösteren binlerce spaghetti western konulu çalışmanın ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Dolar Üçlemesi'nin ilk ayağı sonraki yıllarda Adsız Adam lakabıyla bütünleşecek anti kahraman Eastwood'a da şöhret ve yepyeni bir kariyerin yolunu açar. Aslında Eastwood bu filmde adsız bir karakteri oynamaz. Bir kere geçmesine rağmen bir ismi (Joe) vardır. Bu kahraman westernlerde yapıldığı zannedilen herşeyi ters yüz etmiştir. O zamana kadar John Wayne ve Garry Cooper gibi gelenekselleşmiş, olgun ve yaşlanmış kahraman mitinin karşısına genç, kurnaz ve iyi - kötü bir kahraman miti çıkmıştır. Üstelik bu anti kahramanın düşmanları emsallerine Amerikan westernlerinde rastlanılamayacak derecede kötü adamlardır.


James Coburn ve Charles Bronson gibi o dönem kendisinden daha ünlü pek çok ismi geride bırakarak Leone'nin başrolüne getirilen Raw Hide'ın sakin oyuncusunun seçiminde ne tip duygusal ($) veya görsel faktörlerin geçerli olduğunu bilemiyoruz. Ancak Leone'nin bu ilk film için başrole düşündüğü kimler var ise gelecek filmlerinde bu isimleri başrolde oynatabilme şansına sahip olduğunu görebiliyoruz.

Clint Eastwood'un ise bir mit olarak diğer isimlerden çok daha başarılı bir anti kahraman olduğunu eklemek gerekiyor. Gerek Raw Hide dönemine gönderme yapan kabzası işlemeli silahı, gerekse panço ve jean'den oluşan giyim stili ve en önemlisi karikatürize etmeye yatkın bir yüz şeklinin oluşu Adsız Adam'ı daha popüler bir karakter kılmıştır.



Eksiler ve Artılar:

Bir Avuç Dolar'ın Leone sinemasının kitsch öğeleri konusunda tüm olgunluğuyla ortaya çıkaramadığı detaylar bulunmaktadır. Ancak kalleş Meksikalı konusunda Dolar Üçlemesinin diğer filmlerini (Spaghettilere Emek Veren Karakterler) aratmayan bir aile çetesi olarak Rojolar ve reisleri Ramon'un spaghetti raconlarına (oburluk, destansı sözler, işkence ederken ve adam öldürürken gülmek..vs) sonuna kadar sadık kaldıklarını belirtmek gerekir. Bu noktada blogumuzda konu edindiğimiz her yazıda olduğu gibi büyük aktör Gian Maria Volonte'yi saygıyla anıyoruz.

Spaghettilerde ne kadar çok adam ölürse filmin o derece başarılı olacağına dair B usulü bir yaklaşıma fazlasıyla göz kırpan Leone'nin (kısa bir süre sonra bu anlayışın bayrağı Sergio Corbucci'nin Django'su ile elinden alınacaktır) filmin kısıtlı imkanları sebebiyle veremediği iki önemli detay bulunmaktadır;

Birincisi, nehirdeki katliam sahnesi dahil olmak üzere finalde Ramon'un ölüşü harici neredeyse kan faktörü unutulmuştur.

İkinci önemli öğe ise, mitralyöz kullanan karakterin bir Meksikalı olmasına karşı kullanılan mitralyöz'ün değirmen tipi değil daha modern ve Birinci Dünya Savaşı makineli tüfeklerini andıran modelde olmasıdır.



Filmin kutsal anne öğesinin temsilcisi, Spaghetti Westernlerin çok uluslu oyuncu kadrosu içerisinde boy göstermiş en güzel kadınlardan birisi olan Marianne Koch'un, sanılanın aksine bir İtalyan değil, bir Alman oyuncu olarak yer aldığını belirtmek isterim. Ayrıca filmin diğer kadın karakteri anne Baxter, Margherita Lozano'da İspanyol bir oyuncudur.


Film, Sergio Leone'nin yetişme sürecinin bir aşaması olduğu gibi Ennio Morricone'nin stilinin oluşması içinde bir geçiştir. Aynı ekibin sadece bir yıl sonra çektikleri For A Few Dollars More'de hem müzikal hem de sinematik anlamda yol aldıkları pozitif süreç, sinemanın en ünlü ikililerinden birisinin sanki yıllardır bekledikleri bir ustalaşma devresinin zihinlerinde çoktan bitmiş olduğunu ve bizlerin izleyiciler olarak sadece bu gelişimin keyfini çıkarmamız gerektiğini göstermektedir.


Leone'nin Yojimbo'nun hikayesine ne kadar güvense de bir çeşit kumar oynadığını ve bunun farkında olduğunu gösteren kaygılarının en önemlisi filmin Amerikan piyasasında gösteriminde oluşabilecek tepkilerden kaynaklanıyordu. Yönetmenden besteciye kadar filmin oluşumunda payı olan kişilerin Avrupalı olduklarını gizleme ve isimlerinin Amerikanlaştırılması çalışmalarıda bu yüzdendir. Kaldı ki kendisini çok kısa bir sürede tüm dünyaya kabul ettiren spaghetti westernlerde ki bu "eksiklik sorunu" bazı oyuncuların isimlerini (Giuliano Gemma - Montgomery Wood) uzun süre Amerikan ve İtalyan şekilleriyle kullanmalarıyla sürmüştür.

Spaghetti Westernler, kökenlerini aldıkları türün filmleri bugün klasik olarak anılacak kadar eski bir zamandan kalmış havası taşırken, kendileri bugünde sanki dün çekilmişcesine içlerinde ki mükemmel enerji ve dinamizmlerini korumaktadırlar.

Üç Büyüklerin Amerikanlaştırılmış isimleri :

Sergio Leone - Bob Robertson
Gian Maria Volonte - John Wells
Ennio Morricone - Dan Savio


Yazan: Gökay GELGEC - Yojimbooo

FISTFUL OF DOLLARS DÜELLO (İtalyanca) :

29 Ekim 2010 Cuma

MANNAJA : Bir Devrin Sonu


A MAN CALLED BLADE

"Para, insan kalbini satın alamaz ..."

Ödül avcısı Mannaja (Maurizio Merli) Serkeş kanun kaçağı Burt'u (Donald O'Brien) yakaladıktan sonra en yakın kasaba şerifine teslim etmek üzere yola çıkar.

Valler (John Steiner) ve adamlarının yönetiminde ki bir madenci kasabasına geldiğinde buranın kanun kaçaklarına hoşgörülü davranan bir belde olduğunu anlamakta gecikmez ve ödül parası almak yerine yakaladığı kanun kaçağını serbest bırakmanın daha uygun bir yol olduğunu görür.


Kasabada yıllardır aradığı babasının katili Mc Gowan (Philippe Leroy) maden yataklarını işleten büyük bir işadamı olarak bulan Mannaja, intikam için peşine düştüğü adamdan beklemediği bir teklif alır.

Kızı kendi adamları tarafından fidye için kaçırılan Mc Gowan'ın, onu geri alabilmek için tek umudu yıllardır öldürmek için kendisini arayan Mannajadır...



Bıçak Denen Adam:

2010'un son çeyreğine girdiğimizde başlayan Machete çılgınlığına bir atıfta bulunarak sinema tarihinde kesici aletleri kullanmada uzmanlaşmış maço karakterlerin, hikayelerinin sağlam temellere oturtulması ve bu temelin sinematik olarak güçlendirilmesiyle her devir ilgi odağı olabileceğini görebiliyoruz.


Mannaja'nın spaghetti westernler için önemli bir plato görevi üstlenen İspanya yerine İtalya'nın Manziana bölgesinde çekilmesi, filmin bir devrin sonunun habercisi ve kapanış çalışması olduğunu destekleyen doğal öğelerin de kendiliğinden oluşmasını sağlamıştır.

Çorak topraklar, sis, çamur ve haraplaşmış platolarıyla görüntüde ki herşey unutulmaya yüz tutan bir devrin son kalıntısıdır. Açıkçası hava şartlarının kötü olması, gerçekte de eskimiş olan ve tamirat görmesi gereken, dolayısıyla yapım maliyetlerinin artmasına yol açacak olan dekorları gizlediğinden film ekibi içinde olumlu bir etken olmuştur.



Spaghetti'ye Giallo Soluğu:

Yönetmen Sergio Martino'nun, Mannaja'ya gelene kadar çektiği bir adet ve senaryo yazımına katkıda bulunduğu bir adet spaghetti western bulunmaktadır. İtalya'nın yılda 300 civarında film çekerek spaghetti westernlerin yarısını dış ülkelere pazarlayabildiği 1967 - 1971 dönemi arasında, yönetmen bir diğer önemli tür olan Giallo'lar üzerine yoğunlaşmış ve bu alanda önemli yapımlara (Torso) imzasını atmıştır.

Sam Peckinpah'ın şiddet sahnelerinde ki kontrast anlatımını kendine esin kaynağı seçen Martino'nun gerilim filmlerinden elde ettiği atmosfer yaratabilme kabiliyeti ve şiddet sınırlarını üst seviyelerde tutuşunu bir spaghetti western için artı bir değer olarak kabul edebiliriz.


Mannaja'nın , Spaghettiler'de şiddet öğesi kadar, kitsch olarak kabul edilecek detayları konusunda Balta kullanan bir kahraman, güldürü öğesini yüklenen bir kanun kaçağıyla başarılı olabileceğini söylemekle beraber
karakter derinlikleri açısından aynı başarıyı yakalayamadığını belirtmeliyim.

Blogumuzda daha önce ele aldığım ve Mannaja'dan bir sene önce Castellari tarafından çekilen ve Franco Nero'nun başrolünü oynadığı Keoma gerçek bir kapanış zirvesidir. Martino'nun bir çeşit Eastwood ve Nero karışımı olarak seçtiği Maurizio Merli'nin başarılı performansına rağmen, oyuncunun italyan polisiye gerilimlerinde yarattığı Kirli Harry benzeri karakterinin ardından bir spaghetti yıldızı olamayacağı açıktır.

Filmin müzikleride Keoma ile örtüşen yönlerinden biridir. De Angelis kardeşlerin Keoma'da uyguladıkları sahneye özel parça ve balad tarzı yaklaşım bu filmde de devam etmiş ancak ortaya çıkan sonucun belkide görüntü olarak aynı duyguyu yakalamakta zorlanıldığından Keoma'da ki parçalar kadar güçlü olduğunu söyleyemeyiz.




Not:
Spaghettiler devrinin kapanışı Mannaja olarak bilinmekle beraber bu türde çekilen son film 1 yıl sonra Lucio Fulci'nin yönettiği ve Giuliano Gemma'nın başrolünü oynadığı bir ödül avcısının intikam hikayesini ele alan
Sella D'Argento (Silver Saddle) filmidir.


Yazan: Gökay GELGEÇ - Yojimbooo

MANNAJA Fragmanı:

17 Mayıs 2010 Pazartesi

YÜZ YÜZE : Milian & Volonte


FACCIA A FACCIA

"Her insan yaşamak için bir tarih yaratır...

ve her insan tarihte kendine bir yer seçer..."

Öğrencilerine verdiği son tarih dersini bu cümlelerle kapatan Profesör Fletcher (Gian Maria Volonte) İç Savaşın bitmesiyle beraber yeni bir hayata başlamak ve tüberküloz problemlini yenmek için Texas'a yerleşmeye karar verir.


Akademik kariyerinde hiç bir zaman yükselmek için hırslı davranmamış ve meslektaşlarıncada önemsenmeyen bu silik karakterin yolu vahşi batıda kanunsuz Bennet(Tomas Milian) ile kesişir. Tüm adamları kanun koruyucular tarafından yakalanmış veya öldürülmüş olan bu kanunsuz adamın en büyük isteği kısa bir zaman içerisinde yeni bir çete oluşturmak ve hayatına kaldığı yerden kanunsuz bir şekilde devam etmektir.


Koşulların zorlamasıyla başlayan bu birliktelik zamanla erkekler arası terkedilmez bir dostluk haline dönüşür.
Kanunsuz bir dünyada sahip olduğu bilgi birikimi ve zekasıyla büyük işlere imza atacığını anlayan profesör ile bu adamdan hayat üzerine dersler alan Bennet'in karakterleri birbirlerinden etkilenmeye başlar.

Zaman içerisinde her iki karakterde birbirinin tersi bir yönde gelişmeye başlamıştır.
Ancak hırslı her insan için "hayatta bir şeyler olabilme" ihtimalinin olduğu bu ülkenin diğer yüzü iki arkadaş içinde kötümser bir kaderin ağlarını örmeye başlamıştır.


Bennet'in iç güdüleri sayesinde hayatta kaldığı Vahşi Batı eski kanunsuz ama mert günlerini geride bırakmış ve kanun yoluyla arkadaş bildiği insanların katliam yaparak sorunları halletme yöntemlerini kabul edilebilir bir düzen öğesi olarak gören bir sistemin esiri olmuştur. Bu yeni düzen içerisinde zekasıyla küçük bir ordu oluşturup tüm sermaye sahiplerinin korkulu rüyası haline gelebilecek eski dost Fletcher, her ne olursa olsun yokedilmesi gereken büyük bir düşmandır.

İki eski dost ortak düşmanları pinkerton ajanı Siringo'nun(William Berger) eski batının kanun tarafındaki tek adamı olarak karşılarına çıktığı gün geçmişleri ve gelecekleriyle yüz yüze gelirler...



Sistem Eleştirisi:

Blogumuzda spaghettiler üzerine Türkçe bir bilgi birikimi oluşturmayı hedeflemekle beraber bu yazıların tarihin ilerleyen dönemlerinde kendi dilimizde yazılmış bir metin olarak külliyata geçmesi en büyük dileğimiz. Bu noktaya ulaşmak isterkende kişisel bir seçim olarak şu ana kadar çekilmiş tüm spaghettileri tek tek ele almaktansa dünyadaki her sinema tarzında olduğu gibi birbirinin tekrarı olan eserleri es geçmeye ve bunlar arasında ilk veya getirdikleri yeniliklerle ilk olmaya aday olmuş ancak zamanla unutulan filmleri öncelikli olarak ele almaya çalışıyoruz.

Faccia A Faccia bu açıdan spaghettilerin kendi kurallarının oluşumunu tamamlamak üzere olduğu bir dönemde eğlencelik öğeler yerine politika, insan doğası üzerine eleştirel bir yaklaşım ve depresif öğeleri bir araya getirmeye çalışan ilk çalışmalardan birisi. Depresif yönüyle Great Silence gibi büyük bir kilometre taşı olamasada getirdiği sistem eleştirisi ve sürpriz finaliyle Spaghettiler içerisinde ayrıksı bir noktada tutulabilecek kadar önemli.


Kara Gerçekçilik:

Sergio Sollima'nın blogumuzda ilk olarak ele aldığımız Run Man Run ile tamamlanan üçlemesinin ikinci ayağı olan Faccia A Faccia, yönetmenin kendi kara sinema anlayışına daha yakın olan ancak bir spaghetti westernin alışılageldik pek çok öğesini daha durağan bir tempoyu tercih etmesiyle es geçtiği bir çalışmadır.

Burada hedef alınmış ana nokta Amerikan sisteminin "iti ite kırdırma" politikası üzerine kuruludur.
İnsanın hayattaki seçimlerinin, karakterinin değişiminin, iyi ve kötü olmanın insanın doğasındaki bencillik üzerine şekillendiği hakkında vermek istediği mesajları elinden geldiğince inandırıcı bir anlatımla sunmaya çalışan Sollima, bazı gereksiz sahnelerle bu eleştirel yaklaşımının güç kaybetmesine yol açmıştır.

Kanun ve kanunsuzluk arasındaki süregelen bilindik savaşın içerisine bir bilim insanın büyük değişimini yedirebilmek ne kadar ustacaysa, bir kanunsuzun tekrar özgürlüğe kavuşabilmek için kanunun yanında yer alması ancak bu değişimi vahşi doğasının ölçüleri içerisinde kendine göre yontmasıda aynı derece gerçekçi bir öğe. Nitekim filmin sürpriz finalinide spaghetti usulü büyük bir kan revan gösterisi yerine öz ama akılda kalıcı ölümlerle vermek yönetmenin spaghettilere göre vasat, bağımsız olarak incelemeye değer bir çalışmaya imza atmış olduğunu gösteriyor.


Büyük Jübile:

Filmin en büyük sürprizi ise kuşkusuz Spaghetti Westernlerin gelmiş geçmiş en büyük racon sahibi kötü adam karakteri
El Indio ile başlayan western kariyerini kötü veya kötü iyi adam rolleriyle sürdürmektense Profesör Fletcher'e geçişiyle büyük bir sürpriz yaratan Gian Maria Volonte. Daha önce blogumuzda A Bullet For General'daki El Chucho karakteriylede yer verdiğimiz büyük oyuncu, spaghetti westernlerdeki jübilesini büyük bir dönüşümle tamamlıyor.

Burada dikkati çeken en önemli unsur filmin ilk yarısında kendini bilime adamış, hayata karşı hiçbir hırsı olmayan, tüberküloz hastası ve nerdeyse silik bir karakterin kendini kanunsuzluk içerisinde yepyeni bir çizgiye taşıyarak büyük bir suç beyni haline gelişini yansıtabilmesi. 1993 yılında kaybettiğimiz bu büyük oyuncuyu bu vesileyle tekrar saygıyla anıyorum.


Tomas Milian konusunda ise bu karakter farklılığının sonraki çalışmaları ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Sollima'nın üçlemesiyle bir star haline gelen Milian'ın onlarca tatlı ve başına buyruk serseri karakteri arasında, bir B karakter olarak (eğlendirici unsuru hiçbir zaman azalmamak kaydıyla) zengin bir portföy oluşturmuş ama aslında birbiriyle aynı kulvarda ilerleyen karakterleri yaratmıştır. Bu sebeple Faccia A Faccia'da ki Milian performansının diğer alışılageldik Milian karakterleri içerisinde farklılık açısından Four of Apocalypse'de ki
Chaco ile eşdeğer olduğu düşünülebilir.


Faccia A Faccia'nın müzikleri Ennio Morricone'nin westernlere getirdiği değişik tatların yanısıra kendi müzikal birikimlerindede yeni tatlara ulaşmaya çalıştığı bir döneme denk gelmiştir. Ortaya çıkan eserler Leone'nin Dolar Üçlemesi'ndeki kadar güçlü değildir. Morricone'nin Sergio Corbucci ile beraber ortaya çıkacak Il Grande Silenzio ve Vamos A Matar Companeros gibi mükemmel çalışmalara bir geçiş sürecinde kilise orgu ve vurmalılar üzerine şekillendirdiği bir albüm oluşmuştur.

Bu albümün dikkat çekici özelliği ise yarım asıra yaklaşan bir zaman diliminin ardından ülkemizin son 6 yıldır en tanıdık melodilerinden birisi olan Cendere'nin müzik sahnesindeki ilk modern versiyonlarından birini içermesidir. (Bu konu ile ilgili daha detaylı bir yazı için aşağıda yazılı olan adresi ziyaret ediniz)


Filmin ana temasını için
buraya tıklayınız.

Morricone ve Kurtlar Vadisi üzerine 3 yıl önce film müzikleri koleksiyoncusu sayfamda yazmış olduğum yazı için buraya tıklayınız.

Yazan: Gökay GELGEÇ - Yojimbooo




4 Mart 2010 Perşembe

DVD BOX: Bir Avuç Batı ...


Sergio Leone'nin sinemasını yeteneğini kanıtlayıp tüm dünyaca kabul görmüş filmlerine methiyeler düzerek ele almak yerine bulabildiğimiz en nadir paylaşım öğeleriyle incelemeye devam ediyoruz.

Ustanın ikinci üçlemesinin ilk bölümünü oluşturan şiddet operası Bir Zamanlar Batı'yı 35 yıl sonra izleyicilere doyurucu bir set olarak sunan Paramount Pictures'i kutlamak gerek.

DVD teknolojisinin doğal müttefiği olarak gelişen ekstra seçenekler sektörünün en güzel koleksiyon parçalarından birini oluşturan bu çitf disklik edisyon, sadece ses ve görüntü olarak üstün bir görsel transferini paylaşmakla kalmıyor...


Bir Zamanlar Batı'nın toza bulanmış sarımtrak tonlarını kapak tasarımına yansıtan ekip, güzel bir photoshop işçiliği ile filmin can alıcı repliklerini çok güzel bir şekilde serpiştirmiş. Görsel olarak herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bu güzelliklerin yanında koleksiyonerliğin vazgeçilmez bir özelliği olan keşfetme duygusuna hitap eden ufak bir sürprizde DVD'nin ilk diskinde izleyici tarafından bulunmayı beklemekte ...

İnteraktif DVD Menülerinin en sevdiğim yönü gerçekten tasarım harikası sayılabilecek kadar filmin ruhuyla özdeşleşmiş animasyonları yaratabilen ekiplerin işlerine şahit olmaktır. Bir Zamanlar Batı gibi önemli bir sinema filminde de bu özverili çalışma kendini hissettirmekte ve bir para operasyonu ile değil bedelini ödeyerek keyfinizi sürmeye layık bir eserle buluşmanızı sağlamakta.


Tüm bunlarla beraber 2003 yılında basılmış bu DVD nin günümüzde çok uygun bir fiyata bulunabileceğini ve koleksiyonerliğini sadece divx arşivi üzerine kurmak istemeyip elle tutulan bazı şeyleride seven kişilerce kaçırılmaması gerektiğini söylemek isterim. Bu yazı ile beraber blogumuzun yapısına uygun olarak tekrar tasvir edilmiş resimler ve video dvd nin orjinal içeriğinde yeralmaktadır.

Bir Zamanlar Batı DVD Fragmanı:

4 Ocak 2010 Pazartesi

Ken Parker Sayı 40 : APAÇI


Sinematik Spaghetti'nin ilk yazısı olan Ken "Jeremiah" Parker'in üzerinden 2 yılı aşan bir zaman geçti. Bu zaman zarfında Ken Parker'in kronolojik yayın dizisine sadık kalarak Türkiye'de yeniden yayınlanmasını sağlayan sevgili Murat Mıhçıoğlu'nun serinin 40'ıncı kitabı ile ilgili bilgilendirme yazısını sizlerle paylaşmak istedik.

"Yüzyıllardır dünyanın bir çok köşesinde şu veya bu isimle yaşanmış tehcir, soykırım, terör gibi kavramlar arasındaki bağa dikkat çekmesi. Berardi, olayların perde arkasına sızdığı senaryoda, hem kızılderililerin hem de beyazların yaşadığı tarifsiz dehşetleri çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor."

Ken Parker # 40 : Techir, Soykırım, Terör

Çizgi Roman kültürünü özümsemiş bir kuşak olarak, çocukluk tutkumuzun titiz bir seçicilikle koleksiyon olarak raflarımızda yer almasını sağlayan Rodeo Yayınlarına teşekkür ediyoruz.